Hayvan Özgürlüğü Kolektifi 1 Mayıs Bildirisi
“Tüm mahlukat mülkiyete dönüştürülmüş, sudaki balıklar, havadaki kuşlar, yerdeki bitkiler… – mahlukat da özgürleşmek zorunda.” – Thomas Müntzer, 1524 *
1 Mayıs Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü yaklaşırken devam eden pandemi koşullarında insanlar ve insan harici hayvanlar, bitkiler, canlı ya da cansız tüm dünya varlıkları metalaştırılmaya, mülke, kapitalist anlamda ‘değer’e dönüştürülmeye devam ediyor.
İşçiler sağlıksız ve güvencesiz çalıştırılıyor; kadınlar şiddet, taciz ve tecavüzle karşı karşıya kalıp katlediliyor; LGBTİ+’lar yok sayılıyor; hayvanlar meta olarak görülüp sömürülmeye ve doğa rant uğruna talan edilmeye devam ediyor. Egemen güçlerin salgınla mücadele etme yöntemleri, insanları açlığa ve ölüme terk ederken evlerinde kalamayan binlerce insan, yaşam mücadelesi vererek pandemi şartlarında hayatta kalmak için direniyor.
Gezegende çırılçıplak bırakıldığımız bu distopik dönemde yeni bir çağ açılıyor. Giderek proleterleştirilen halklar olarak uygarlığın bu büyük krizinde gücümüzü gösterelim. Veganlar olarak 1 Mayıs’ta bulunduğumuz tüm alanlardan sözümüzü yükseltelim.
Boğaziçi Direnişi’nden İstanbul Sözleşmesi’nin feshine uzanan süreçte sessiz kalmayı reddeden herkesin hedef gösterilmesini kabul etmiyoruz. Bizler LGBTİ+, feminist, işçi, sosyalist, üniversiteli ve liseli veganlar olarak toplumsal muhalefetin bu büyük kazanımının kutlandığı 1 Mayıs’ta vegan olmayan bir devrimin devrim olmayacağı iddiasındayız.
Tüm hak mücadelelerinin baskılanmaya ve sindirilmeye çalışıldığı bu süreçte neoliberalizme, sömürüye, patriyarkaya, ikili cinsiyet sistemine, dinci- gericiliğe, homofobiye, ekolojik tahribata ve insan harici hayvanların mal olarak görülmesine karşı sokaklarda, fabrikalarda, iş yerlerinde kamusal ve sosyal hayatta mücadele eden Hayvan Özgürlüğü Kolektifi olarak 1 Mayıs’ı selamlıyoruz! Biliyoruz ki sömürünün son bulması, adaletin tüm canlılar için sağlanması “Üreten biziz, yöneten de biz olacağız” diyen işçilerin, “İstanbul Sözleşmesi’nden Vazgeçmiyoruz” diyen kadınların, “ Susma Haykır LGBTİ+’lar vardır” diyen LGBTİ+’ların, “ İklimi Değil Sistemi Değiştir” diyen ekolojistlerin ve “Sınıfsız, sınırsız, özgür vegan bir dünya!” diyen veganların birleşik bir mücadele zemininde buluşması ile mümkün olacaktır!
Pandemi koşullarında AKP rejimi salgın yönetimi adı altında ezilen tüm kesimleri daha da ezmek, sermaye sahiplerini daha da zengin etmek için faşizminin dozunu arttırmıştır. Kod29, ücretsiz izin gibi uygulamalar ile işçileri daha da güvencesiz hale getiren, kadınlara ve LGBTİ+lara karşı nefreti örgütleyen, ırkçılığı faşist rejimine harç eden, yasakları gezegenin sağlığı için değil kendi çıkarları için araç haline getiren AKP rejimine karşı direnişimiz sürecek.
Veganlar olarak şartlarımız var;
Aşı bir halk sağlığı sorunudur. Tüm insanlığın aşılanması için patent uygulaması sona erdirilmelidir. Hayvanlar üzerinde gerçekleştirilen deneylere son verilmelidir. Güvenilir ve sürdürülebilir bilimsel yöntemler devreye sokulmalıdır.
Pandeminin sonuçları ile değil sebepleri ile mücadele edilmelidir. Bunun için insan harici hayvanların insan çıkarları için kullanılmasına son verilmelidir.
Yıllardır askıda bekletilen hayvan hakları yasası derhal yürürlüğe sokulmalıdır. Bu yasa sermayenin değil insan harici hayvanların çıkarları yönünde şekillenmelidir. İnsan harici hayvanların mal statüsü kaldırılmalıdır.
Devlet açlıkla sınanan, yaşam alanları yok edilen tüm insan harici hayvanların rehabilite edilecekleri merkezler kurmalıdır.
Hayvan haklarına dair anti-türcü politikalar eğitim alanında zorunlu tutulmalıdır.
Tüm türlerin eşit ve özgür bir dünyada yaşayabilmesi için toplumsal değişimin adımları atılmalıdır. Eşitlik anlayışımızı dünyanın tüm varlıklarına doğru genişletelim.
Yaşasın bütünleşik eşitlik ve özgürlük mücadelemiz!
Yaşasın sosyalist, vegan, feminist, anti faşist mücadelemiz!
Yaşasın 1 Mayıs!
Hayvan Özgürlüğü Kolektifi
1 Mayıs 2021