“Dünyada bir hayalet dolaşıyor: veganizm hayaleti. Tüm dünyada insan, insan harici hayvanlar ve doğa; yıkım, talan ve ölüm politikaları ile sınanıyor. Sistemin en büyük krizlerinin, çelişkilerinin ortaya çıktığı bu dönem büyük etik politik sıçrayışlara sahne oluyor. Yıllardır tabandan örülen, insan dahil tüm hayvanların eşitliğini ve özgürlüğünü savunan devrimci bir duruşla hayvan özgürlüğü mücadelesi veganizm ile beraber sistem karşıtı bir karakterle vücut buluyor.”
Bizler, gezegeni paylaştığımız tüm türler için eşit bir dünya kurmak uğruna çalışmayı hedef edinmiş devrimci veganlarız. Anti-türcü, anti-kapitalist, anti-faşist ve eşitlikçi bir dünya tahayyülümüz için örgütleniyoruz. Hayvan Özgürlüğü Kolektifini kurduğumuz günden beri biliyoruz ki dil, din, ırk, tür, cinsiyet ve renk ayrımı yapmadan özgür bir dünya kurmak mümkün. Bu dünya ancak adil, eşitlikçi ve ayrımcılığın tüm türlerinden arınmış bir mücadeleyle var olacaktır.
Bu ilkeler doğrultusunda Hayvan Özgürlüğü Kolektifi, hak temelli bir özgürlük ve eşitlik mücadelesi verir. Hayvan haklarını savunmanın asgari zorunluluğunun vegan olmak olduğunu bilir. Bu nedenle azaltmacı, refahçı ve yeni refahçı tüm görüşlere ve eylemlere karşı çıkar. Veganlığın bir beslenme ya da tüketim alışkanlığı olmadığını, etik ve politik bir duruş olduğunu savunur. Aktivizmini bu görüş çerçevesinde inşa eder. Vegan bir dünya kurmanın sadece tüketim alışkanlıklarını değil, üretim araçlarını değiştirmekle mümkün olacağını bilir. Kapitalizmin var ettiği sömürü düzenini yıkmak adına anti-kapitalist bir yaşamı savunur. Türcülük karşıtı olması nedeniyle sadece köleleştirilmiş hayvanların değil ayrımcılıklar nedeniyle öldürülen, işkence gören, şiddetin her türlüsüne maruz kalan insanların da yanında yer alır. Buna bağlı olarak örgüt içerisinde ırkçı, faşist, ayrımcı, cinsiyetçi, homofobik, orospufobik vb hiçbir politikayı, davranışı ya da söylemi kabul etmez.
Antifaşist mücadeleyi savunur çünkü; faşizmin sistemin insanları denetmekteki en büyük aracı olduğunu bilir. Bu nedenle ezilen halkların kendi özerklikleri için sürdürdükleri anti-emperyalist direnişlerin yanında yer alır.
Feminist mücadeleyi savunur çünkü; cinsiyete dayalı ayrımcılıkların, kadın düşmanı politikaların neo-liberal faşist rejimlerin inşasında harç olduğunu bilir. Feminist hareketin patriyarkal düzene karşı verdiği mücadelede yer alır.
LGBTİ mücadelesini savunur çünkü; cinsiyete ve cinsel kimliklere yönelik saldırıların heteroseksizm ve gericilik ile bağlantılı olduğunu bilir. LGBTİ+ hareketinin sistem karşıtı mücadelesinde yer alır.
Anti kapitalist mücadeleyi savunur çünkü; emeğin metalaştırıldığı, emekçi sınıfın giderek yoksullaştırıldığı bir sistemde veganlığın tek başına eşitlikçi bir düzen sağlayamayacağını bilir. Bu bakımdan dünya proleteryasının saflarında yer alır.
Ekoloji mücadelesini savunur çünkü; insan ve doğa arasında kurulmuş olan çarpık ilişkiyi görerek doğa ile barışık bir toplumsal düzen oluşturulması gerektiğini bilir. Bu nedenle doğanın kar odaklı olarak neo-libaral kapitalist sermaye tarafından yağmalanmasına karşı ekolojik mücadelenin yanında yer alır.
Bizler komünistler, feministler, ekolojistler, LGBTİ+’lar, seks işçileri, emekçiler ve ezilen halklar olarak insan harici hayvanların özgürlüğü için mücadele eden devrimci veganlarız. Çizgimiz doğrultusunda, politik bir mesele olarak veganlığı savunuyoruz ve bütünleşik eşitlik mücadelemizi sürdürüyoruz. Devrimci hayvan hakları savunucuları olarak radikal eşitsizlikler çağında en radikal şekilde eşitliği savunuyoruz. Gelecek için devrime ihtiyacımız var. Devrim ise insan harici hayvanların köle olarak kaldığı bir dünyada gerçek anlamını asla bulmayacaktır. İşte tam da bu yüzden mücadelemiz toplumdaki insan ve insan harici her birey acısız, sömürüsüz, özgür ve eşit yaşam hakkını elde edene kadar bitmeyecektir.
Bir dünya hayal ediyoruz, bu dünyayı kuracağımızı biliyoruz. Düşlemek yetmez, harekete geçmeliyiz. Dünyanın bütün ezilenlerini birleşmeye ve birbirini savunmaya çağırıyoruz. Ölümden, sömürüden yana değilsek yaşamdan yana olalım ve vegan devrime kulak verelim. Devrimci bir kopuş gerçekleştirelim. Örgütlü kötülüğün karşısında iyiliğin sıradanlığını örgütleyelim. Eşitlik anlayışımızı dünyanın tüm varlıklarına doğru genişletelim. Yaşasın bütünleşik eşitlik ve özgürlük mücadelemiz!